Caterina Cornaro: Kıbrıs’ın Son Kraliçesi

266 Okunma — 22 Nisan 2024 12:47

Caterina Cornaro: Kıbrıs’ın son kraliçesi olarak, Kıbrıs tarihindeki en etkileyici figürlerden birisi olarak ön plana çıkmaktadır. Kıbrıs’ın son kraliçesi unvanını taşıyan Cornaro, Rönesans dönemindeki güçlü liderlik yetenekleri ve etkileyici siyasi mücadelesiyle bilinir. Bu makalede, Caterina Cornaro’nun hayatını ve liderliğini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Kıbrıs tarihindeki önemli bir döneme damgasını vuran bu güçlü kadının hikayesini keşfederken, onun siyasi entrikalarla dolu serüveni ve kadınların tarihsel rolleri üzerindeki etkisi hakkında derinlemesine bir anlayışa sahip olacağız.

Rönesans döneminin parlayan yıldızları arasında yer alan Caterina Cornaro, sadece Kıbrıs’ın değil, aynı zamanda kadınların tarihsel rolleri üzerinde de derin bir etkiye sahiptir. Cesareti, zekası ve zarafetiyle tanınan Cornaro, siyasi entrikaların ve krallık tahtı üzerindeki mücadelelerin içinde önemli bir figürdü.

Caterina Cornaro, 25 Kasım 1454’te Venedik Cumhuriyeti’nde doğdu. Babası Marco Cornaro, Venedik aristokrasisine mensup güçlü bir aileden gelmekteydi. Caterina’nın ailesi, Kıbrıs’ın Latin Kralı olan II. James’in yanında önemli bir konumdaydı. Ancak, Kıbrıs tahtı için rekabetin artması ve siyasi entrikalar, genç Caterina’nın hayatını derinden etkiledi.

1472 yılında, Caterina, Kıbrıs Kralı II. James’in oğlu James ile evlendi. Ancak, genç kral, kısa bir süre sonra öldü ve Kıbrıs tahtı boş kaldı. Bunun üzerine, Kıbrıs krallığı için çekişmeler başladı. Venedik, Kıbrıs’ı Osmanlı İmparatorluğu’nun saldırılarından korumak için adaya müdahale etti ve Caterina’nın Kıbrıs Kraliçesi olmasını sağladı.

1474’te Kıbrıs Kraliçesi olarak tahta çıkan Caterina, adanın yönetiminde büyük bir ustalık sergiledi. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu’nun baskısı altında ve içerideki siyasi karmaşanın etkisiyle, Caterina’nın hükümdarlığı zorlu bir dönemdi. Sonunda, 1489’da Venedik Cumhuriyeti’nin baskısıyla, Kıbrıs’ı Venedik’e devretmek zorunda kaldı. Bu, Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğu’nun kontrolüne girmesini engellemek için stratejik bir hamleydi.

Caterina, Venedik’e döndü ve orada kalan hayatının geri kalanını geçirdi. Zekası ve kültürlü kişiliği sayesinde Venedik’te birçok saygın sanatçı ve entelektüel ile tanıştı. Caterina Cornaro, 10 Temmuz 1510’da Venedik’te hayatını kaybetti, ancak mirası ve etkisi uzun yıllar boyunca hissedildi.

Caterina Cornaro’nun hikayesi, sadece bir kadının liderlik yeteneklerini ve zorluklarla dolu bir dönemdeki kararlılığını değil, aynı zamanda tarihsel olayların ve siyasi entrikaların karmaşıklığını da yansıtır. Onun yaşamı, kadınların tarih sahnesindeki rollerinin anlaşılmasına ve değerlendirilmesine ışık tutmaktadır. Bugün hala, Caterina Cornaro’nun hikayesi, hem tarihçilerin hem de ilgi duyanların ilgisini çekmeye devam etmektedir.

Aşağıda Aliye Ummanel tarafından hazırlanan derlemeyi bulabilirsiniz;

Afrodit, Adasına Ulaştı: Caterina Cornano’nun Mağusa’ya Gelişi
Mağusa limanından halkın sevgi dolu tezahüratı yükseliyordu: “Afrodit adasına ulaştı!” Bu tezahürat Mağusa’ya dört Venedik kadırgası ve üç Kıbrıs gemisiyle yaklaşan 18 yaşındaki güzeller güzeli Caterina Cornaro içindi. Ailesi ve yürekten bağlı olduğu Venedik’i geride bırakmanın hüznünü dağıtan bu sevgi belki de bundan sonra burada süreceği zor ve kederli yılların en önemli desteği olacaktı. Aynı sevgi 17 yıl sonra onu bu limandan uğurlayacaktı.
1472 yılında, üç gemi, kıymetli hediyeler ve kalabalık bir heyetle beraber Kıbrıs Kralı II.James’in nişanlısını almak ve onu yeni hayatına, yeni ülkesine götürmek amacıyla Venedik’e vardı. Burada onlara altın işlemeler, kıymetli halılar ve heykellerle döşenmiş dört Venedik kadırgası eklendi. Dört kadırga önde, üç Kıbrıs gemisi arkada yola çıktılar. Mağusa’ya yaklaştıklarında Caterina uzun Gotik kiliseleri ve hurma ağaçlarıyla Venedik’e hiç benzemeyen bir şehir gördü. Venedik’ten ayrılışı esnasında çalan çanlar şimdi Mağusa’da onu karşılamak için çalmaktaydı. Kendisini sevgiyle karşılayan kalabalığın arasında müstakbel eşi James de vardı. James ona elini uzattı ve birlikte St. Nicholas Katedrali’ne doğru yol aldılar. Burada görkemli bir düğün ve taç giyme töreniyle Caterina’nın Mağusa ve Kıbrıs adasındaki hikâyesi başladı.
Bu esnada limanda ‘olduğu gibi görünmeyen’ bir şey vardı. Kadırgalar, lüks döşemelerinin ardında olası bir savaş için donatılmıştı ve bundan böyle Venedik için Doğu Akdeniz’de yeni bir üs anlamına gelecek Mağusa’nın limanında kalacaklardı. Belki de bu ikilik Caterina’nın evliliğinin ardındaki siyasi gerekçelerin de bir sembolü olacaktı.
Derleyen: Aliye Ummanel
Kaynak: Leto Severis. Ladies of Medieval Cyprus and Caterina Cornaro, Costakis and Leto Severis Foundation, 1995
Photo credit: Caterina Cornaro, Queen of Cyprus (d.1510)
manner of Titian (Pieve di Cadore 1488/90 – Venice 1576)