1974 Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıs Adası’nda yaşayan Türk toplumunun güvenliğini sağlamak ve adadaki siyasi durumu dengelemek amacıyla gerçekleştirilen bir askeri operasyon olarak tarihe geçmiştir. Türkiye’nin garantörlük hakkına dayanarak 20 Temmuz 1974’te başlattığı harekat, adanın kuzeyinde bağımsız bir yönetim sürecinin başlamasına zemin hazırlamıştır.
Kıbrıs Cumhuriyeti, 1960 yılında Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık’ın garantörlüğünde bağımsız bir devlet olarak kurulmuştu. Ancak, 1963 yılında Kıbrıslı Türkler, adanın yönetiminden dışlanarak toplumsal ve ekonomik baskılara maruz kaldılar. 15 Temmuz 1974’te Yunanistan destekli bir darbe gerçekleşti ve Makarios hükümeti devrildi. Bu darbe, Enosis (Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması) hedefini taşıdığı için Türkiye, garantör ülke olarak müdahale etme hakkını kullandı.
20 Temmuz 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri, “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlattı. İlk aşamada Girne sahiline çıkartma yapılarak Lefkoşa’ya ilerleyen birlikler, adanın kuzey kesiminde kontrol sağladı. 14 Ağustos 1974’te ikinci harekat düzenlendi ve bugünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sınırlarını oluşturan bölge Türk kontrolüne geçti.
Harekatın ardından adada iki ayrı yönetim oluştu: Kuzeyde Türkler, güneyde ise Rumlar yaşamaya başladı. Bu gelişmeler sonucunda, 13 Şubat 1975’te “Kıbrıs Türk Federe Devleti” kuruldu ve ardından 15 Kasım 1983’te “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” ilan edildi. Ancak KKTC, bugüne kadar Türkiye dışında uluslararası alanda tanınmamaktadır.
Harekat sonrasında:
1974 sonrası dönemde Kıbrıs sorununun çözümü için birçok müzakere süreci başlatıldı. 2004 yılında Annan Planı, Kıbrıslı Türkler tarafından kabul edilmesine rağmen Rum tarafının hayır oyu vermesi nedeniyle uygulanamadı. Son olarak, 2017’de Crans-Montana görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı.
Kıbrıs meselesi, günümüzde de bölgesel ve uluslararası siyaset açısından önemini korumaktadır. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, adada iki devletli çözümü savunurken, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler federatif bir çözüm üzerinde durmaktadır.
Yorum Yaz